
Dürüst arıcı gerçek balın neresinde?
Dürüstlüğün doğru ve gerçek bal içinde vazgeçilmez ama küçük bir yeri vardır.
Babanız, dedeniz veya yakın bir dostunuz arıcı olabilir. Dürüstlüğünden de zerre şüpheniz olmayabilir. Peki ya size ikram ettiği balından? İşte burada sorulacak onlarca soru var.
Öncelikle bilgili mi? Asgari düzeyde biyoloji veya kimya bilgisi var mı? Örneğin HMF denilince aklına ne gelir? “Güneş ışığının veya ısının bal üzerindeki reaksiyonları nedir?” denildiğinde cevabı ne olur? Balın higroskopik yapısı
, kırılma indisi veya polarizasyonu denildiğinde tavrı ne olur?
Aman canım eskiden bunları bilen mi vardı diyeceksiniz. 80 yıl önce yaşasaydınız haklı olabilirdiniz.
O zaman soralım: Eskiden antibiyotik, kurşun, radyasyon, azot oksit veya egzoz gazına maruz kalıyor muyduk? Benim köyüm çok güzel şehirden uzak diyebilirsiniz. Hiç önemli değil. Köylü hiç mi hayvan yetiştirmiyor veya bir şeyler ekip dikmiyor? Peki bunlar için ne kullanıyor? Sebzesi böceklendiğinde veya hayvanı hastalandığında ne yapıyor? Bütün bunlar sizin arılarınıza 3 km’den daha yakın mesafede mi? Veya köyünüze giderken bir yerde yol bitip 2-3 km yürüyor musunuz? Neyse bunlarla moralinizi bozmayalım ama bir şey daha söyleyelim. Dürüst arıcı eşittir doğru bal demek en azından bu yüzyılda imkânsız. Bilgili mi? Bilgisini kullanıyor mu? Arılarını nereye koyuyor? Komşu arıcılarının durumu nedir? Uygun bal üretmeyen komşu arıcıyı yanından uzaklaştıracak gücü var mı? Ekonomik gücü hiç bal üretip satamasa dahi kendini geçindirmeye yeterli mi? Ve daha birçok soru…
Özetle dürüst arıcı eşittir kaliteli bal mı?
Asla!..